top of page

Köpeklerde Kalp Kurdu


Hastalığın nedenleri ve bulaşması


Kalp kurdu hastalığına sivrisineklerin bulaştırdığı Dirofilaria immitis (D. immitis) adlı bir parazitik kurt neden olur.


Kalp kurdu hastalığı köpeklerde dolaşım ve solunum sistemlerini etkiler. Hafif, inatçı bir öksürük ve hareket etme isteksizliğiyle başlayıp kalp yetmezliğine kadar ilerleyebilir.


Kedilerde ise kronik öksürük ve zor nefes alma veya kusma ile başlayıp ani ölüme neden olabilir. Kalp kurdu hastalığı Antarktika hariç her kıtadaki ülkelerde endemiktir. İklim değişikliğiyle birlikte sivrisinekler ve dolayısıyla kalp kurdu hastalığının yaygınlığı artar. Parazitolojide Yeni Mekanizmalar Başkanı Prof. Dr. Paul M. Selzer ve Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı Uygulamalı Araştırma ve Yayınlar Kıdemli Yardımcı Direktörü Dr. Douglas S. Carithers hastalığı daha iyi anlamaya ve yeni yaklaşımlar geliştirmeye yönelik araştırmalara liderlik eden uzmanlar arasında yer alıyor.


Mevcut koruma ve tedavi yaklaşımları Erişkin kalp kurtlarını1 öldürmek için halihazırda birinci basamak tedavi olarak Immicide® ilacı öneriliyor. Bununla birlikte ilacın yalnızca bir veteriner hekimin yönlendirmesi ve yakın denetimi altında kullanılması gerekiyor.


Profesör Selzer, “Bir köpeğin kalbine çok fazla kurt bulaşmışsa köpeğin çok acı çekmesi ve hatta parazitler ölürken onun da ölmesi riski yüksektir" diyor. “Sivrisineğin ısırdığı andan parazitin kalbe doğru hareket eden genç ve erişkin kurtlara dönüşmesinden önce makrosiklik laktonların (ML'ler) koruyucu etki yaratabilmesi için 60 günlük bir penceremiz var. Ama köpeğin ne zaman bir sivrisine tarafından ısırıldığını genellikle bilememek ciddi bir sorun oluşturuyor.”


Bu nedenle mevcut uygulamada larvaları erişkin hale gelmelerinden önce hedefleyen koruyucular olarak ML'lerin kullanılmasıyla hastalığın kontrol altına alınmasına odaklanılıyor. ML ivermektin, 1987’de piyasaya sürülmesinden bu yana kalp kurdu hastalığına karşı korumayı esas olarak ML'lerin sürekli uygulanmasıyla sağladı. Dr. Carithers ise şunları söylüyor: “Bu ilaçların kullanıldığı koruyucu tedaviler doğru şekilde uygulandıkları zaman kalp kurdu larvalarına karşı oldukça etkili.


Öte yandan hatalı kullanım, başta ABD'deki Mississippi Nehri havzalarında olmak üzere çeşitli kalp kurdu popülasyonlarının daha fazla direnç geliştirmesine yol açtı.” Yeni koruyucu ilaçlar direnci kırabilir Kalp kurdu popülasyonlarının ne kadar dirençli olduğu veya direncin yeni bölgelere yayılma olasılığının ne olduğu henüz net olarak bilinmiyor. Bununla birlikte, bu yayılmayı yönetmeye veya geciktirmeye yönelik yeni ilaç sınıfları veya diğer terapötik müdahaleler geliştirebilmek için araştırmalar yürütülmesi gerekiyor. İlaç buluşlarına yönelik çok çeşitli yeni araçlara sahip olmamız ve moleküler biyoloji, biyokimya ve ilgili teknolojilerdeki hızlı ilerlemeler sayesinde parazit ve ilaç etkisinin moleküler mekanizmaları hakkında detaylı iç görüler edinebiliyoruz.


Otomatik tarama süreçleri, değerlendirilebilecek bileşiklerin sayısını ciddi ölçüde artırıyor. İnsan hastalıklarının araştırılmasında kapsamlı olarak kullanılan omik teknolojileri, parazitik hastalıkların ele alınmasında da uygulanmaya başladı. D. immitis kalp kurdu genomunun haritalanması henüz tamamlanmasa da yeni, daha rafine omikler, moleküler biyoloji ve biyokimya yaklaşımlarıyla yeni ilaç hedeflerinin ve devamında yeni ilaçların bulunması desteklenebilecek. Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı birimindeki bilim insanlarımız kalp kurtlarını metabolizmalarını etkileyerek, iç organ sistemlerine saldırarak veya onları köpek veya kedinin bağışıklık sistemi tarafından daha da tanınır hale getirerek hedefleme fırsatlarını araştırıyorlar. Ayrıca bir organizmanın yapısına, işlevine ve dinamiklerine çevrilebilen eşitli biyolojik moleküllerin kapsamlı olarak anlaşılmasındaki ilerlemelerle birlikte mRNA veya mikroRNA teknolojileri kalp kurdu hastalığının tedavisi için yeni nesil aşıların geliştirilmesine dahi yol açabilecek. “Konakçı-parazit etkileşimi hakkında daha çok bilgi edinebilirsek yeni müdahale yolları bulabiliriz” diyen Profesör Selzer şunları ekliyor: “Direnci kıran yeni ilaçlar ve etkili aşılar geliştirmenin yanı sıra güvenli ve etkili, uzun süreli kovuculara da ihtiyacımız var." İnovasyon ve uygun ilaç kullanımını birleştirme Boehringer Ingelheim, kalp kurdu hastalığını yönetmeye yenilikçi yaklaşımlar geliştirmede ön saflarda yer alıyor. Ancak daha fazla eğitim de gerekiyor. Dr. Carither sözlerine şöyle devam ediyor: “Köpekler ve kurtlar var olduğundan beri büyük olasılıkla kalp kurtları da var olmuştur. Bu nedenle, onları tamamen ortadan kaldırmamız pek mümkün görünmüyor.


Yapabileceğimiz tek şey evcil hayvanlarımızdaki hastalığı yönetmek.” Konakçı (köpek) ve vektör (sivrisinek) içindeki bir kalp kurdunun erken mikrofilarya aşamasından (mf) itibaren ilerleyen karmaşık yaşam döngüsü gösterilmektedir. Kalp kurdu sivrisineğin içinde enfektif larva aşamasına (L3) kadar gelişir. Bu larvalar daha sonra daha da geliştikleri köpeğe geri aktarılabilir. Erişkin kurtlar bulaşmadan yaklaşık altı ay sonra pulmoner arterlerde görülür. Çizimin dış halkasında koruma ve tedavi seçeneklerinin etkili olabileceği noktalar gösterilmektedir.


 Makrosiklik laktonlar, bulaşmadan sonra 60 güne kadar (d) L3 ve L4 larva evrelerindeki parazite karşı koruyucu tedavi olarak kullanılır. Yeni, güvenli ve uzun süre kalıcı kovucular geliştirmek, müdahale açısından bir başka önemli alan olarak ortaya çıkmaktadır. D. immitis ve D. repens (D. immitis'in yakın akrabası) enfeksiyonlarının dünya çapındaki varlığı. Boehringer Ingelheim kurum içi pazarlama analizine göre Dirofilaria enfeksiyonu riski taşıyan köpek sayısı Asya'da yaklaşık 148 milyon, Latin Amerika ve Avrupa'da 98’er milyon, Kuzey Amerika'da 80 milyon, Afrika'da 50 milyon ve Okyanusya'da 6 milyon seviyelerinde bulunuyor.


bottom of page