top of page
AKBAŞ KÖPEKLERİMİZ
AKBAŞ KÖPEKLERİMİZ
BUZ (AKBAŞ)
TURKBULLS
TÜM KÖPEKLERİMİZ VE YAVRULARIMIZ
FCI (Féd. Cynologique Int.) ve KIF (Köpek Irkları Federasyonu) ŞECERELİ,
BAKANLIK MIKROCHIPLİ ve PASAPORTLUDUR.
TURKBULLS WEB SİTEMİZDE BULUNAN TÜM FOTOĞRAFLAR KENDİ KÖPEKLERİMİZE AİT OLUP,
HER HAKKI MAHFUZDUR.
1/21
1/15
AKBAŞ KÖPEK IRKI ÖNEMLİ BİLGİLER
AKBAŞ ÖNEMLİ BİLGİLER
Akbaş Anadolu'ya özgü bir köpek ırkıdır. Kangal ile aynı soy ailesindendir.
Türkiye'nin yerli köpek ırklarından biri olup sürü koruma köpeği olarak yetiştirilmektedir. Eskişehir, Sivrihisar, Emirdağ arasında, ender olarak da Polatlı-Haymana arasında rastlanmaktadır. Akbaşlar Amerika'da da birçok çiftlikte yetiştirilmeye başlanmıştır.
Himayesinde gördüğü inek, koyun gibi hayvanlara ve birlikte yaşadığı insanlara karşı çok korumacı davranır. Ama kurt, çakal, ayı gibi hayvanlara karşı çok saldırgan olur. Evine gelen konuklara da kuşkuyla bakar. Anadolu'nun en eski koruma ve çoban köpeğidir. Bir koyun sürüsünü dağıtmadan tek başına ağıla kadar getirebilir. Safkan bir köpektir, özgürlüğüne çok düşkündür.
Kökeni
Türkiye'de şimdi yaygın olarak yaşadığı bölgeye, Ural Dağları ve Balkaş Gölü arasından, Altınordu Devleti ve türevi olan İlhanlılar Devleti döneminde buraya yerleştirilen Orta Asyalı Türk boyları ve Moğol soylarının karışması ile oluşan Karatatar Türkmenleri tarafından getirildiği düşünülmektedir. Hayvan yetiştiriciliği konusunda başarılı olan Oğuz Türkleri, Asya'nın kuzeyinden güneyin sıcak ve nemli iklimine uyum sağlaması için Akbaş ve Karabaşları melezleştirerek bölge iklimine uyumlu hâle getirmişlerdir. Göçebe kavimlerle Anadolu'ya gelen Akbaşlar, Osmanlı'nın Zorunlu İskân dönemine kadar, hayvancılıkla uğraşan yarı-göçebe topluluklarla birlikte gezgin yaşam tarzını sürdürmüşlerdir.
Tarihçe
Aynı zamanda, Kangal (Karabaş) ile birlikte Anadolu Çoban Köpeği olarak da anılan bu ırk, Türkiye'de Batı ve Orta Anadolu Bölgesi'nde, özellikle Eskişehir, Kütahya dolaylarında yaşamaktadır. Bundan 3000 yıl önce üretildiği ve atalarının diğer çoban köpekleri olabileceği sanılmaktadır. Beyaz renkli köpekler koyun sürülerinin içinde diğer hayvanlarla karışarak yırtıcı hayvanlar için ilk hedef hâline gelmemesi ve vahşi köpeklerle farklarının belirginleşmesi için özellikle seçilmiştir. Karabaşların da (Kangal) aynı nedenlerle, koyu renkli hayvan sürülerini korumak için yetiştirildiği düşünülmektedir.
Genetik bilimciler, çoban köpeği ırklarının genetik atasının Orta Asya kurdu olduğunu belirlediler. Eski Çağ'ın en yaygın çoban toplumları olan Türkler, Moğollar, Tacikler, Orta Asya uluslarıdır. Ural-Altay Dağları arasında yaşamış Orta Asyalı çoban toplumların, siyasi ve sosyal tarihlerini araştırmakla, doğal safkan çoban köpeği ırklarının oluşma ve yayılmaları ile ilgili bilgilere ulaşılabilir.
Akbaşlar, Macaristan'da bulunan Kuvasz cinsi köpeklerle akrabadır, gerek fiziki, gerek karakter özellikleri birbirine tıpa tıp benzemektedir. Kuvasz'ın, kavimler göçü sırasında Karadeniz'in kuzeyinden Avrupa'ya inen Hun boylarıyla birlikte bölgeye geldiği düşünülmektedir.
Neler Yapar
Koyun, inek gibi çiftlik hayvanlarına karşı iyi ve koruyucu, fakat kurt, ayı, çakal gibi yabani hayvanlara karşı çok saldırgandır. Genellikle yabancılara karşı saldırgan olduğu için bulunduğu evin veya bahçenin çevresi, dış ortamı görmemesi için kapatılır. Aksi hâlde yürüyen ve hareket eden her şeye havlayabilir. Üzerinde çalışılarak sosyalleştirildiğinde ise bu özellikleri rahatsız edici boyutlara varmaz. Akbaş köpekler doğaları gereği aşırı korumacı ve şüphecidirler, bu nedenle hemen herkesi ilk etapta potansiyel tehlike olarak görebilirler, bu özelliklerini törpülemek için sabırlı bir şekilde sosyalleştirilmeleri gerekir. Geceleri, gündüz vaktine göre daha fazla dikkatli ve bekçidirler. Günümüzde bekçi köpeği olmanın yanı sıra çoban köpeği olarak da kullanılmaktadır. Akbaş ırkı, uluslararası pek çok yarışmada çobanlık ve sürü koruma konusunda birinci olmuştur.
Temel Özellikleri
Akbaş; iri cüsseli, atletik yapılı, dururken ve hareket hâlinde son derece güzel ve zariftir. Anadolu'da kullanılan en eski koruma köpeklerinden birisidir.
Apartman hayatına pek uygun değildir fakat her köpek gibi uyum yeteneği vardır. Hareket etmek ve mutlu olmak için geniş alanlara ihtiyaç duyar, yeterli sıklıkta dolaştırıldığında ve en azından günün bir bölümünde kapalı bir bahçede zaman geçirme şansı olduğunda, şehirde de rahatlıkla yaşayabilmektedir. Amerika'da uzun süreden beri yetiştirilen Akbaş cinsi köpeklerin hemen her ortama uyum sağladığı gözlemlenmiştir. Bağımsız ve yer yer dominant karakteri nedeniyle yetişkin döneme gelene kadar Akbaş köpeklerin eğitimlerini ara vermeden sürdürmek gerekir. 3-6 aylık dönemde temel eğitim, 6-9 aylık dönemde ise ileri eğitim alabilecek kapasitededirler. Kırsal alanda 5 aylık Akbaşlar sürülere çobanlık yapmaya başlar.
Türkiye'nin yerli köpek ırklarından biri olup sürü koruma köpeği olarak yetiştirilmektedir. Eskişehir, Sivrihisar, Emirdağ arasında, ender olarak da Polatlı-Haymana arasında rastlanmaktadır. Akbaşlar Amerika'da da birçok çiftlikte yetiştirilmeye başlanmıştır.
Himayesinde gördüğü inek, koyun gibi hayvanlara ve birlikte yaşadığı insanlara karşı çok korumacı davranır. Ama kurt, çakal, ayı gibi hayvanlara karşı çok saldırgan olur. Evine gelen konuklara da kuşkuyla bakar. Anadolu'nun en eski koruma ve çoban köpeğidir. Bir koyun sürüsünü dağıtmadan tek başına ağıla kadar getirebilir. Safkan bir köpektir, özgürlüğüne çok düşkündür.
Kökeni
Türkiye'de şimdi yaygın olarak yaşadığı bölgeye, Ural Dağları ve Balkaş Gölü arasından, Altınordu Devleti ve türevi olan İlhanlılar Devleti döneminde buraya yerleştirilen Orta Asyalı Türk boyları ve Moğol soylarının karışması ile oluşan Karatatar Türkmenleri tarafından getirildiği düşünülmektedir. Hayvan yetiştiriciliği konusunda başarılı olan Oğuz Türkleri, Asya'nın kuzeyinden güneyin sıcak ve nemli iklimine uyum sağlaması için Akbaş ve Karabaşları melezleştirerek bölge iklimine uyumlu hâle getirmişlerdir. Göçebe kavimlerle Anadolu'ya gelen Akbaşlar, Osmanlı'nın Zorunlu İskân dönemine kadar, hayvancılıkla uğraşan yarı-göçebe topluluklarla birlikte gezgin yaşam tarzını sürdürmüşlerdir.
Tarihçe
Aynı zamanda, Kangal (Karabaş) ile birlikte Anadolu Çoban Köpeği olarak da anılan bu ırk, Türkiye'de Batı ve Orta Anadolu Bölgesi'nde, özellikle Eskişehir, Kütahya dolaylarında yaşamaktadır. Bundan 3000 yıl önce üretildiği ve atalarının diğer çoban köpekleri olabileceği sanılmaktadır. Beyaz renkli köpekler koyun sürülerinin içinde diğer hayvanlarla karışarak yırtıcı hayvanlar için ilk hedef hâline gelmemesi ve vahşi köpeklerle farklarının belirginleşmesi için özellikle seçilmiştir. Karabaşların da (Kangal) aynı nedenlerle, koyu renkli hayvan sürülerini korumak için yetiştirildiği düşünülmektedir.
Genetik bilimciler, çoban köpeği ırklarının genetik atasının Orta Asya kurdu olduğunu belirlediler. Eski Çağ'ın en yaygın çoban toplumları olan Türkler, Moğollar, Tacikler, Orta Asya uluslarıdır. Ural-Altay Dağları arasında yaşamış Orta Asyalı çoban toplumların, siyasi ve sosyal tarihlerini araştırmakla, doğal safkan çoban köpeği ırklarının oluşma ve yayılmaları ile ilgili bilgilere ulaşılabilir.
Akbaşlar, Macaristan'da bulunan Kuvasz cinsi köpeklerle akrabadır, gerek fiziki, gerek karakter özellikleri birbirine tıpa tıp benzemektedir. Kuvasz'ın, kavimler göçü sırasında Karadeniz'in kuzeyinden Avrupa'ya inen Hun boylarıyla birlikte bölgeye geldiği düşünülmektedir.
Neler Yapar
Koyun, inek gibi çiftlik hayvanlarına karşı iyi ve koruyucu, fakat kurt, ayı, çakal gibi yabani hayvanlara karşı çok saldırgandır. Genellikle yabancılara karşı saldırgan olduğu için bulunduğu evin veya bahçenin çevresi, dış ortamı görmemesi için kapatılır. Aksi hâlde yürüyen ve hareket eden her şeye havlayabilir. Üzerinde çalışılarak sosyalleştirildiğinde ise bu özellikleri rahatsız edici boyutlara varmaz. Akbaş köpekler doğaları gereği aşırı korumacı ve şüphecidirler, bu nedenle hemen herkesi ilk etapta potansiyel tehlike olarak görebilirler, bu özelliklerini törpülemek için sabırlı bir şekilde sosyalleştirilmeleri gerekir. Geceleri, gündüz vaktine göre daha fazla dikkatli ve bekçidirler. Günümüzde bekçi köpeği olmanın yanı sıra çoban köpeği olarak da kullanılmaktadır. Akbaş ırkı, uluslararası pek çok yarışmada çobanlık ve sürü koruma konusunda birinci olmuştur.
Temel Özellikleri
Akbaş; iri cüsseli, atletik yapılı, dururken ve hareket hâlinde son derece güzel ve zariftir. Anadolu'da kullanılan en eski koruma köpeklerinden birisidir.
Apartman hayatına pek uygun değildir fakat her köpek gibi uyum yeteneği vardır. Hareket etmek ve mutlu olmak için geniş alanlara ihtiyaç duyar, yeterli sıklıkta dolaştırıldığında ve en azından günün bir bölümünde kapalı bir bahçede zaman geçirme şansı olduğunda, şehirde de rahatlıkla yaşayabilmektedir. Amerika'da uzun süreden beri yetiştirilen Akbaş cinsi köpeklerin hemen her ortama uyum sağladığı gözlemlenmiştir. Bağımsız ve yer yer dominant karakteri nedeniyle yetişkin döneme gelene kadar Akbaş köpeklerin eğitimlerini ara vermeden sürdürmek gerekir. 3-6 aylık dönemde temel eğitim, 6-9 aylık dönemde ise ileri eğitim alabilecek kapasitededirler. Kırsal alanda 5 aylık Akbaşlar sürülere çobanlık yapmaya başlar.
AKBAŞ FCI STANDART ÇALIŞMALARI
AKBAŞ
(Breed name in the country of origin)
ORIGIN: Türkiye
RESMİ STANDARDIN YAYIN TARİHİ:
KULLANIMI: Sürü ve bekçi köpeği
FCI SINIFLAMASI: Grup 2 Pinscher ve Schnauzerlar – Molossoid ırklar – İsviçre Dağ ve Sığır Köpekleri
Bölüm 2.2 Dağ tipi.
İş yarışmalarına tabii değildir.
KISA TARİHİ ÖZET: Akbaş, tarihin derinliklerinde kaybolmuş gibi görünse de Güney ve Doğu Avrupa'da yaygın olan beyaz sürü köpekleri zincirinin Türkiye'deki halkasını oluşturduğu söylenebilir. Bu bölgede yaygın olan "beyaz koyuna beyaz köpek" geleneği, muhtemelen Akbaş'ın en doğudaki başlangıç noktasıdır. Türk tarih kayıtlarında, 17. yüzyılın ünlü Türk seyyahı Evliya Çelebi, cesaretleri ve çobanlarına olan bağlılıklarıyla övgü alan "Ankara Tiftik Keçisi Köpekleri" olarak bilinen köpeklerden bahseder. Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Akbaş Köpeği'ni bu coğrafyada beyaz keçilerle ilişkilendirerek anlatan en eski tarihi kayıttır.
GENEL GÖRÜNÜM: Vücut kareye yakındır. Sağlam ve güçlü yapısı, uzun süreler boyunca zorlu arazilerde hareket etmesini mümkün kılar. Kürkü, kuzenleri olan diğer Avrupalı beyaz sürü köpekleri kadar uzun değildir.
- Somak ve kafatası çizgileri hafifçe kavislidir.
- Sırt çizgisi, sağrıya doğru hafifçe yükselir.
ÖNEMLİ ORANLAR:
- Kafatası uzunluğu, genişliğinden biraz daha fazladır.
- Somak, kafatasına göre biraz daha kısadır.
- Vücut uzunluğu, omuz yüksekliğinden sadece biraz daha uzundur(104-110 oranındadır).
- Göğüs derinliği, omuz yüksekliğinin yarısı veya biraz altındadır.
KARAKTER: Korumakla görevlendirildiği insanlara ve hayvanlara karşı hoşgörülü ve sevgi doludur. Ancak, tanımadığı insanlara karşı şüphecidir. Sahibi yanında olduğunda ve kendi bölgesindeyken sakin bir yapıya sahiptir. Sürü koruma görevi, bağımsız kararlar verme yeteneği gerektirdiğinden, Akbaş bazen mesafeli bir görüntü sergileyebilir. Üretim süreci, fiziksel sağlamlığının yanı sıra sürüye olan bağlılığı ve dış tehlikelere karşı koruma içgüdüsünün güçlülüğü gibi kriterlere dayandırılmalıdır.
KAFA
Kafatası: Kafa, omuz yüksekliğinin yaklaşık % 40’ı kadardır ve vücutla orantılı bir büyüklüğe sahip olmalıdır. Kafatasının uzunluğu genişliğinden biraz fazladır. Hafifçe yuvarlaktır ve somağa doğru zarifçe daralır. Üst kısmı kubbesmi ve belirgin bir yuvarlaklıkta olmamalıdır. Oksipital çıkıntı ve alın çizgisi pek belirgin değildir. Kaşlar orta derecede belirgindir.
Alın çıkıntısı: Hafifçe belirgindir.
YÜZ BÖLGESİ:
Somak: Somak uzunluğu, kafatasının %40-44'ü arasında olmalıdır. Burun kısmına doğru kademeli olarak daralarak hafif bir kama şekli oluşturur. Gözlerin altı dolgundur. Alın çıkıntısından buruna doğru somak hattı hafif bir eğime sahiptir.
Burun: Burun delikleri iyi gelişmiş ve geniştir. Burun içi her zaman koyu pigmentli olmalıdır. Tercih edilen renk siyahtır, ancak kahverengi de kabul edilir. Burun, somak çizgisinin altında veya üzerinde olmamalıdır.
Dudaklar: Dudaklar orta kalınlıkta ve sıkıdır. Üst dudaklar alt çeneyi hafifçe kapatır. Alt dudaklar sarkık olmamalı, dudakların birleştiği köşeler kapalı olmalıdır. Dudak kenarları ve iç mukoza dokusu koyu renklidir.
Çeneler/Dişler: Makas veya kerpeten çene şekline sahip olabilir. Dişleri güçlüdür ve çene kemiğine sağlam bir şekilde oturur. P1 ve M3 eksikliği, değerlendirmeyi etkilemez.
Gözler: Mümkün olduğunca koyu renkli ve badem şeklinde olmalıdır. Konumu kafanın tam önünde değil, biraz yanda ve hafifçe çekik bir şekilde olmalıdır. Göz kenarları koyu renklidir ve göz kapakları sıkıdır.
Kulaklar: Akbaş'ın kulakları göz çizgisiyle aynı hizada bulunur ve sarkıktır. Üçgen şeklinde olup kulak uçları hafifçe yuvarlaktır. Kıvrılma çizgisi kafatasının üst çizgisinin üzerine çıkmamalıdır. Kulaklar yanaklara yakın bir konumda taşınır. Anavatanında çalışan köpeklerin kulakları kesik olabilir.
Boyun: Orta uzunlukta ve güçlüdür. Boyun derisi sıkıdır ve sık tüylerle kaplıdır. Vücuda bağlantı açısı 30 dereceden fazla olmamalıdır. Boyundan vücuda geçiş dengeli ve uyumludur.
VÜCUT:
Genel Görünüm: Güçlü, dengeli ve sağlam bir yapıya sahiptir. Formsuz veya miskin bir görünüm sergilememelidir.
Omuzlar: Güçlü ve hafifçe belirgin olmalıdır. Boyuna geçiş ani olmamalıdır.
Sırt: Kaslı ve güçlü bir şekilde olmalıdır. Sıkı ama uzun (sallı) bir yapıya sahip olmamalıdır. Hareket halindeyken mümkün olduğunca düz durmalıdır.
Kaburga Bölümü: Sırtın kaburga bölümü güçlü olup bele sıkıca bağlı olmalıdır.
Bel: Sağrıya ve sırtın arka kısmına güçlü kaslarla sıkı bir şekilde bağlıdır. Bel kısa olmalıdır; ancak dişilerde biraz daha uzun olabilir. Belin üst kısmı hafif kavislidir.
Kuyruk Sokumu/Sağrı: Orta uzunlukta ve kaslı olmalıdır. Omuz yüksekliğinin 1/3'ü kadardır.
Göğüs: Güçlü, orta genişlikte, hafifçe kavisli kaburgalara sahiptir ancak asla fıçı şeklinde değildir. Derinlik omuz yüksekliğinin yarısı veya biraz daha kısa orandadır.
Alt çizgi: Göğüs kafesinin hemen altından başlayarak vücudun arka kısmına doğru kademeli olarak yükselir. Karın bölgesi hafifçe içe çekik olmalı ancak tazı gibi olmamalıdır.
KUYRUK: Sağrının devamı gibi görünür ve kuyruk kökü kalındır. Uca doğru hafifçe incelir. Sakin olduğunda, kuyruk aşağıda taşınabilir. Ancak hareket halinde ya da dikkat kesildiğinde, kuyruk yukarıda taşınır. Kuyruğun en az yarısına kadar olan kısmı yükselirken, uca doğru olan kısmı sırt yönüne hafifçe kıvrılır. Kuyruk çok fazla içe kıvrık veya ufak görünümde olmamalıdır.
Kuyruğun tam halka şeklinde taşınması da kabul edilebilir, ancak halka, bel bölgesinin yanına düşmemelidir. İdeal olarak, kuyruk ucunun sırtla temas etmeden taşınması beklenir. Kuyruk uzatıldığında, topuklara kadar uzanmalı veya topukları hafifçe geçmelidir.
ÖN BACAKLAR:
Genel görünüm: Birbirine paralel ve kaslıdır.
Kürek kemiği: Güçlü ve orta uzunlukta olmalıdır. Omuz açısı 90 ila 110 derece arasında bir açı oluşturur.
Üst Kol: Güçlü ve kaslıdır. Uzunluğu kürek kemiği uzunluğuna yakın olmalıdır.
Alt Kol: Güçlü ve düzdür. Dirsek açısı 110 ila 135 derece arasındadır. Dirsekler vücuda yapışık olup gevşek, içe veya dışa dönük olmamalıdır.
Bilekler: Dikeyde 20-30 derece arasında hafifçe eğilimlidir. Önden bakıldığında düz ve birbirine paralel görünmelidir.
Ön ayaklar: Yuvarlak şekildedir ve parmaklar güçlüdür. Tırnaklar koyu renkte olmalıdır. Tabanlar elastik, ancak güçlü olmalıdır. Mümkün olduğunca koyu pigmentli olmaları tercih edilir.
ARKA BACAKLAR:
Genel görünüm: Güçlü ve birbirine paraleldir. Hareket halinde esnek olmalıdır.
Baldırlar: Kaslı olmalıdır. Uzunluğu omuz yüksekliğinin yaklaşık 1/3'ü kadardır.
Diz Bağlantısı: Açısı 110-130 derece arasındadır.
Alt Baldırlar: Kaslı ve birbirine paraleldir. Omuz yüksekliğinin 1/3'ü kadardır.
Topuklar: Güçlüdür.
Bilekler: Yere dikey durur. Uzunluğu omuz yüksekliğinin %25-35'ine denk gelir. Alt baldırla 120° ile 155° arasında bir açı oluşturur. Güçlü ve esnektir.
Arka ayaklar: Karşıya bakar ve paraleldir. Ön ayaklardan biraz daha uzundur. Tırnaklar koyudur. Mahmuz görülebilir.
YÜRÜYÜŞ: Sürü başında sakince yürürken hızlandığında orta tırısı tercih eder. Bacaklar minimum enerjiyle maksimum mesafe kat etmelidir. Kafa, sırt çizgisi ya da sırt çizgisinin hafifçe üzerinde taşınmalıdır. Hareket halindeyken bel sıkıdır. Arka bacaklar güçlü bir itişe sahip olmalıdır.
DERİ: Vücudu sıkıca sarmalı, gevşek olmamalıdır ancak boyun altında hafif sarkıklık tolere edilebilir. Deri mümkün olduğunca lekeler halinde veya tamamen koyu renkli olmalıdır. Tüm görünen deri (burun, göz kenarları, dudaklar, pati altları) tercihen siyah veya koyu kahverengi olmalıdır.
KÜRK:
Tüyler: Vücut 4 ila 7 cm arası uzunluğa sahip "çift katmanlı" bir kürkle kaplıdır. Karın kısmı çok tüylü olmamalıdır. Kafa ve kulaklardaki tüyler kısadır. Kuyruğun alt kısmında ise tüyler uzun olabilir.
Renk: Akbaş tamamen beyaz olmalıdır. Mevsimine bağlı olarak hafif krem gölgeler kulak ve sırtta kabul edilebilir; ancak bu gölgeler leke şeklinde olmamalıdır.
BOY VE AĞIRLIK:
Omuz yüksekliği: Erkeklerde 67-72 cm, dişilerde ise 65-70 cm arasındadır. Akbaş'ın sağlıklı hareket yapısını olumsuz etkileyecek boyutlardan kaçınılmalıdır.
Ağırlık: Köpeğin boyuyla orantılı olmalıdır.
HATALAR: Yukarıdaki noktalardan herhangi bir sapma, bir hata olarak kabul edilmeli ve hatanın ciddiyeti, derecesine ve köpeğin sağlığına, refahına ve geleneksel işini yerine getirme yeteneğine olan etkisine kesin orantıda olmalıdır.
CİDDİ HATALAR:
- Çok ağır ya da hafif köpekler.
- Yuvarlak, kafanın önünde konumlu ya da patlak gözler.
- Dik ya da tam sarkık olmayan kırık kulaklar.
- Çok uzun veya çok kısa kürk.
- Sarı gözler.
- İnek topuklar.
DİSKALİFİYE SEBEBİ HATALAR:
- Tipik olmayan kafa ve ifade
- Saldırgan ya da çekingen köpekler.
- Belirgin fiziksel veya davranışsal anormallik gösteren her köpek diskalifiye edilmelidir.
- Eksik dişler (M3, üçüncü azılar, ve PM1 ilk ön azılar hariç).
- Dalgalı veya kıvırcık kürk.
- Alt kürkün olmayışı.
- Kesik kuyruk.
- Üst ön kesici dişlerin alt kesici dişlerle temas etmeyecek kadar önde olması
- Alt çenenin üst ön dişlerle temas etmeyecek kadar önde olması
- Albinizm (Pigmentasyon yoksunluğu).
- Mavi veya farklı renkte gözler.
- Kürkte başka renk lekeler.
N.B.:
Erkek köpeklerde keseye tam olarak düşmüş iki normal testis olmalıdır.
Sadece kabul edilmiş ırk konformasyonuna sahip, işlevsel ve klinik olarak test edilen köpekler üretimde kullanılmalıdır.
(Breed name in the country of origin)
ORIGIN: Türkiye
RESMİ STANDARDIN YAYIN TARİHİ:
KULLANIMI: Sürü ve bekçi köpeği
FCI SINIFLAMASI: Grup 2 Pinscher ve Schnauzerlar – Molossoid ırklar – İsviçre Dağ ve Sığır Köpekleri
Bölüm 2.2 Dağ tipi.
İş yarışmalarına tabii değildir.
KISA TARİHİ ÖZET: Akbaş, tarihin derinliklerinde kaybolmuş gibi görünse de Güney ve Doğu Avrupa'da yaygın olan beyaz sürü köpekleri zincirinin Türkiye'deki halkasını oluşturduğu söylenebilir. Bu bölgede yaygın olan "beyaz koyuna beyaz köpek" geleneği, muhtemelen Akbaş'ın en doğudaki başlangıç noktasıdır. Türk tarih kayıtlarında, 17. yüzyılın ünlü Türk seyyahı Evliya Çelebi, cesaretleri ve çobanlarına olan bağlılıklarıyla övgü alan "Ankara Tiftik Keçisi Köpekleri" olarak bilinen köpeklerden bahseder. Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Akbaş Köpeği'ni bu coğrafyada beyaz keçilerle ilişkilendirerek anlatan en eski tarihi kayıttır.
GENEL GÖRÜNÜM: Vücut kareye yakındır. Sağlam ve güçlü yapısı, uzun süreler boyunca zorlu arazilerde hareket etmesini mümkün kılar. Kürkü, kuzenleri olan diğer Avrupalı beyaz sürü köpekleri kadar uzun değildir.
- Somak ve kafatası çizgileri hafifçe kavislidir.
- Sırt çizgisi, sağrıya doğru hafifçe yükselir.
ÖNEMLİ ORANLAR:
- Kafatası uzunluğu, genişliğinden biraz daha fazladır.
- Somak, kafatasına göre biraz daha kısadır.
- Vücut uzunluğu, omuz yüksekliğinden sadece biraz daha uzundur(104-110 oranındadır).
- Göğüs derinliği, omuz yüksekliğinin yarısı veya biraz altındadır.
KARAKTER: Korumakla görevlendirildiği insanlara ve hayvanlara karşı hoşgörülü ve sevgi doludur. Ancak, tanımadığı insanlara karşı şüphecidir. Sahibi yanında olduğunda ve kendi bölgesindeyken sakin bir yapıya sahiptir. Sürü koruma görevi, bağımsız kararlar verme yeteneği gerektirdiğinden, Akbaş bazen mesafeli bir görüntü sergileyebilir. Üretim süreci, fiziksel sağlamlığının yanı sıra sürüye olan bağlılığı ve dış tehlikelere karşı koruma içgüdüsünün güçlülüğü gibi kriterlere dayandırılmalıdır.
KAFA
Kafatası: Kafa, omuz yüksekliğinin yaklaşık % 40’ı kadardır ve vücutla orantılı bir büyüklüğe sahip olmalıdır. Kafatasının uzunluğu genişliğinden biraz fazladır. Hafifçe yuvarlaktır ve somağa doğru zarifçe daralır. Üst kısmı kubbesmi ve belirgin bir yuvarlaklıkta olmamalıdır. Oksipital çıkıntı ve alın çizgisi pek belirgin değildir. Kaşlar orta derecede belirgindir.
Alın çıkıntısı: Hafifçe belirgindir.
YÜZ BÖLGESİ:
Somak: Somak uzunluğu, kafatasının %40-44'ü arasında olmalıdır. Burun kısmına doğru kademeli olarak daralarak hafif bir kama şekli oluşturur. Gözlerin altı dolgundur. Alın çıkıntısından buruna doğru somak hattı hafif bir eğime sahiptir.
Burun: Burun delikleri iyi gelişmiş ve geniştir. Burun içi her zaman koyu pigmentli olmalıdır. Tercih edilen renk siyahtır, ancak kahverengi de kabul edilir. Burun, somak çizgisinin altında veya üzerinde olmamalıdır.
Dudaklar: Dudaklar orta kalınlıkta ve sıkıdır. Üst dudaklar alt çeneyi hafifçe kapatır. Alt dudaklar sarkık olmamalı, dudakların birleştiği köşeler kapalı olmalıdır. Dudak kenarları ve iç mukoza dokusu koyu renklidir.
Çeneler/Dişler: Makas veya kerpeten çene şekline sahip olabilir. Dişleri güçlüdür ve çene kemiğine sağlam bir şekilde oturur. P1 ve M3 eksikliği, değerlendirmeyi etkilemez.
Gözler: Mümkün olduğunca koyu renkli ve badem şeklinde olmalıdır. Konumu kafanın tam önünde değil, biraz yanda ve hafifçe çekik bir şekilde olmalıdır. Göz kenarları koyu renklidir ve göz kapakları sıkıdır.
Kulaklar: Akbaş'ın kulakları göz çizgisiyle aynı hizada bulunur ve sarkıktır. Üçgen şeklinde olup kulak uçları hafifçe yuvarlaktır. Kıvrılma çizgisi kafatasının üst çizgisinin üzerine çıkmamalıdır. Kulaklar yanaklara yakın bir konumda taşınır. Anavatanında çalışan köpeklerin kulakları kesik olabilir.
Boyun: Orta uzunlukta ve güçlüdür. Boyun derisi sıkıdır ve sık tüylerle kaplıdır. Vücuda bağlantı açısı 30 dereceden fazla olmamalıdır. Boyundan vücuda geçiş dengeli ve uyumludur.
VÜCUT:
Genel Görünüm: Güçlü, dengeli ve sağlam bir yapıya sahiptir. Formsuz veya miskin bir görünüm sergilememelidir.
Omuzlar: Güçlü ve hafifçe belirgin olmalıdır. Boyuna geçiş ani olmamalıdır.
Sırt: Kaslı ve güçlü bir şekilde olmalıdır. Sıkı ama uzun (sallı) bir yapıya sahip olmamalıdır. Hareket halindeyken mümkün olduğunca düz durmalıdır.
Kaburga Bölümü: Sırtın kaburga bölümü güçlü olup bele sıkıca bağlı olmalıdır.
Bel: Sağrıya ve sırtın arka kısmına güçlü kaslarla sıkı bir şekilde bağlıdır. Bel kısa olmalıdır; ancak dişilerde biraz daha uzun olabilir. Belin üst kısmı hafif kavislidir.
Kuyruk Sokumu/Sağrı: Orta uzunlukta ve kaslı olmalıdır. Omuz yüksekliğinin 1/3'ü kadardır.
Göğüs: Güçlü, orta genişlikte, hafifçe kavisli kaburgalara sahiptir ancak asla fıçı şeklinde değildir. Derinlik omuz yüksekliğinin yarısı veya biraz daha kısa orandadır.
Alt çizgi: Göğüs kafesinin hemen altından başlayarak vücudun arka kısmına doğru kademeli olarak yükselir. Karın bölgesi hafifçe içe çekik olmalı ancak tazı gibi olmamalıdır.
KUYRUK: Sağrının devamı gibi görünür ve kuyruk kökü kalındır. Uca doğru hafifçe incelir. Sakin olduğunda, kuyruk aşağıda taşınabilir. Ancak hareket halinde ya da dikkat kesildiğinde, kuyruk yukarıda taşınır. Kuyruğun en az yarısına kadar olan kısmı yükselirken, uca doğru olan kısmı sırt yönüne hafifçe kıvrılır. Kuyruk çok fazla içe kıvrık veya ufak görünümde olmamalıdır.
Kuyruğun tam halka şeklinde taşınması da kabul edilebilir, ancak halka, bel bölgesinin yanına düşmemelidir. İdeal olarak, kuyruk ucunun sırtla temas etmeden taşınması beklenir. Kuyruk uzatıldığında, topuklara kadar uzanmalı veya topukları hafifçe geçmelidir.
ÖN BACAKLAR:
Genel görünüm: Birbirine paralel ve kaslıdır.
Kürek kemiği: Güçlü ve orta uzunlukta olmalıdır. Omuz açısı 90 ila 110 derece arasında bir açı oluşturur.
Üst Kol: Güçlü ve kaslıdır. Uzunluğu kürek kemiği uzunluğuna yakın olmalıdır.
Alt Kol: Güçlü ve düzdür. Dirsek açısı 110 ila 135 derece arasındadır. Dirsekler vücuda yapışık olup gevşek, içe veya dışa dönük olmamalıdır.
Bilekler: Dikeyde 20-30 derece arasında hafifçe eğilimlidir. Önden bakıldığında düz ve birbirine paralel görünmelidir.
Ön ayaklar: Yuvarlak şekildedir ve parmaklar güçlüdür. Tırnaklar koyu renkte olmalıdır. Tabanlar elastik, ancak güçlü olmalıdır. Mümkün olduğunca koyu pigmentli olmaları tercih edilir.
ARKA BACAKLAR:
Genel görünüm: Güçlü ve birbirine paraleldir. Hareket halinde esnek olmalıdır.
Baldırlar: Kaslı olmalıdır. Uzunluğu omuz yüksekliğinin yaklaşık 1/3'ü kadardır.
Diz Bağlantısı: Açısı 110-130 derece arasındadır.
Alt Baldırlar: Kaslı ve birbirine paraleldir. Omuz yüksekliğinin 1/3'ü kadardır.
Topuklar: Güçlüdür.
Bilekler: Yere dikey durur. Uzunluğu omuz yüksekliğinin %25-35'ine denk gelir. Alt baldırla 120° ile 155° arasında bir açı oluşturur. Güçlü ve esnektir.
Arka ayaklar: Karşıya bakar ve paraleldir. Ön ayaklardan biraz daha uzundur. Tırnaklar koyudur. Mahmuz görülebilir.
YÜRÜYÜŞ: Sürü başında sakince yürürken hızlandığında orta tırısı tercih eder. Bacaklar minimum enerjiyle maksimum mesafe kat etmelidir. Kafa, sırt çizgisi ya da sırt çizgisinin hafifçe üzerinde taşınmalıdır. Hareket halindeyken bel sıkıdır. Arka bacaklar güçlü bir itişe sahip olmalıdır.
DERİ: Vücudu sıkıca sarmalı, gevşek olmamalıdır ancak boyun altında hafif sarkıklık tolere edilebilir. Deri mümkün olduğunca lekeler halinde veya tamamen koyu renkli olmalıdır. Tüm görünen deri (burun, göz kenarları, dudaklar, pati altları) tercihen siyah veya koyu kahverengi olmalıdır.
KÜRK:
Tüyler: Vücut 4 ila 7 cm arası uzunluğa sahip "çift katmanlı" bir kürkle kaplıdır. Karın kısmı çok tüylü olmamalıdır. Kafa ve kulaklardaki tüyler kısadır. Kuyruğun alt kısmında ise tüyler uzun olabilir.
Renk: Akbaş tamamen beyaz olmalıdır. Mevsimine bağlı olarak hafif krem gölgeler kulak ve sırtta kabul edilebilir; ancak bu gölgeler leke şeklinde olmamalıdır.
BOY VE AĞIRLIK:
Omuz yüksekliği: Erkeklerde 67-72 cm, dişilerde ise 65-70 cm arasındadır. Akbaş'ın sağlıklı hareket yapısını olumsuz etkileyecek boyutlardan kaçınılmalıdır.
Ağırlık: Köpeğin boyuyla orantılı olmalıdır.
HATALAR: Yukarıdaki noktalardan herhangi bir sapma, bir hata olarak kabul edilmeli ve hatanın ciddiyeti, derecesine ve köpeğin sağlığına, refahına ve geleneksel işini yerine getirme yeteneğine olan etkisine kesin orantıda olmalıdır.
CİDDİ HATALAR:
- Çok ağır ya da hafif köpekler.
- Yuvarlak, kafanın önünde konumlu ya da patlak gözler.
- Dik ya da tam sarkık olmayan kırık kulaklar.
- Çok uzun veya çok kısa kürk.
- Sarı gözler.
- İnek topuklar.
DİSKALİFİYE SEBEBİ HATALAR:
- Tipik olmayan kafa ve ifade
- Saldırgan ya da çekingen köpekler.
- Belirgin fiziksel veya davranışsal anormallik gösteren her köpek diskalifiye edilmelidir.
- Eksik dişler (M3, üçüncü azılar, ve PM1 ilk ön azılar hariç).
- Dalgalı veya kıvırcık kürk.
- Alt kürkün olmayışı.
- Kesik kuyruk.
- Üst ön kesici dişlerin alt kesici dişlerle temas etmeyecek kadar önde olması
- Alt çenenin üst ön dişlerle temas etmeyecek kadar önde olması
- Albinizm (Pigmentasyon yoksunluğu).
- Mavi veya farklı renkte gözler.
- Kürkte başka renk lekeler.
N.B.:
Erkek köpeklerde keseye tam olarak düşmüş iki normal testis olmalıdır.
Sadece kabul edilmiş ırk konformasyonuna sahip, işlevsel ve klinik olarak test edilen köpekler üretimde kullanılmalıdır.
ŞECERE NEDİR ?
SOY KÜTÜĞÜ BELGESİ NE DEMEKTİR ?
Şecere, soy ağacı demektir. Şecereli köpek ise annesi babası ve daha ileri geçmişi bilinen ve FCI ve Köpek Irkları Federasyonu KIF'a “kayıtlı” olan köpek demektir.
İyi niyetle bilgi eksikliğinden veya kötü niyetle etrafta sürekli “Şecereli Bebek” ilanları görmekteyiz. Bu ilanlarda bazen köpeği tanıtırken "A Kalite" yavrular ya da "Belgeli" kelimeleri de geçmektedir.
Bir bebeğin Şecereli olması ne demektir, bu yazıda bunu açıklayacağız.
Ülkemizde doğan bir bebeğin şecereli olması için; anne babasının federasyona (KIF) kayıtlı olması gerekmektedir.
Ancak sadece anne babanın kaydı YETERLİ DEĞİLDİR. Anne ve babanın, IRK DEĞERLENDİRMESİNDEN (bir yarışmada veya yarışma dışı), FCI hakemleri tarafından İYİ veya daha üzeri (ÇOK İYİ, MÜKEMMEL) not alması gerekmektedir.
Değerlendirilmemiş köpeklerin yavruları, ataları federasyona kayıtlı olsa dahi, şecereli olmayacaktır.
Değerlendirmeleri yapılmış federasyona kayıtlı, aldığı not ile üretim izni almayı haketmiş 2 köpeğin çiftleşmesi, bebeklerin doğumu ve kontrolü, yine kayıt altına alınmak zorundadır. Bunun için çiftleşme esnasında “çiftleşme anlaşması” düzenlenmelidir. Köpeğin ırkının derneğine eğer yok ise Federasyon ofise bu anlaşma gönderilmeli ve her iki köpeğin eşleşme için uygun olup olmadıkları, yakın akrabalıkları kontrol edilmeli, eğer "eşleşme uygundur" yazısı alınırsa eşleşme yapılmalıdır.
Daha sonra KIF Kayıt Yetkilileri tarafından bebekler anne altında görülerek, kayıt altına alınmalıdır. Federasyon kayıt Yetkilisi ilk 7. Günde Annenin bulunduğu yere gelir. Kaç dişi, kaç erkek bebeğin olduğunu, bebeklerin sağlık durumlarını kontrol eder ve kayıt altına alır. Bebekler 55. Güne geldiğinde KIF kayıt Yetkilisi yine bebekleri kontrol eder. Sağlıklı yavruları tanımlayarak, kayıt altına alır. Bu esnada da bebeklere mikrochip takılır. Mikrochip, Federasyon tarafından o bebek için özel olarak gönderilmiş, üzerinde barkod numarası olan bir aparattır. Sağlık Yetkilisi tarafından hijyenik şartlarda bu mikrochip yavrunun deri altına yerleştirilir. Mikrochip okuyucu ile doğru yerde mi, yerleşmiş mi, numarası doğru mu kontrol edilir. Bu numara sadece bu köpeğe aittir. Aynı numara şecere ve aşı karnesi üzerinde de bulunur ve değiştirilemez. Köpek yarışmaya gireceğinde, köpek kaybolup bulunduğunda hep bu mikrochip numarası ile kontrol edilir.
Dolayısıyla yukarıda detaylarını açıkladığımız, aşağıda sırasıyla belirtilen aşamalar yapılmadığı sürece, bebekleriniz şeceresiz olacaktır.
Tanımadığınız kişilerden yavru alırken; size şecereli deniyor ise, lütfen federasyon kayıt numarasını, şecere belgesini ve anne ile babanın değerlendirme formlarını görmek istediğinizi söyleyiniz.
Türkiye’de Doğan Bebeklerin Secereli Olması İçin;
a) Anne ve baba federasyona kayıtlı olmalıdır.
b) Anne ve baba her ikisi de ırk değerlendirmesinden en azından “iyi/good” not almış olmalıdır.
c) Çiftleşme anlaşması düzenlenmiş ve uygunluk izni alınmış olmalıdır.
d) Doğum Teyid Fromları (2 defa) kayıt yetkilisi tarafından doldurulmuş olmalıdır.
e) Bebeklere microchip takılmış olmalıdır.
Peki şecere neden önemlidir?
Aynen insanlarda olduğu gibi köpeklerde de akraba çiftleşmeleri, – özellikle yakın akraba çiftleşmeleri- çok ciddi bedensel ve mental sorunlara yol açabilmektedir. Bu sebeple ki; şecere sadece ırkı güzelleştirmek ve saf tutmak adına değil, sağlıklı bebeklerin dünyaya gelmesine vesile olduğu için de son derece önemlidir.
Unutmayalım ki tüm bebekler güzeldir, tüm köpekler candır. Bu yazı sadece, “şecere” ile ilgili kafalardaki soru işaretlerini gidermek amacı ile yazılmıştır. Size A Kalite yavrularımız var diyen birine, Peki, A Şecere belgesi de var mı diye sormalısınız. Örneği ekte bulunan üzerinde mikrochip numarası bulunan, Köpek Irkları Federasyonu tarafından basılmış ve soğuk damga ile mühürlenmiş evrağını görmelisiniz. Aklınızda netleşmedi ve karşınızdakilere inanmadı iseniz Köpek Irkları Federasyonunu telefon ile arayarak söz konusu belgenin doğruluğunu, mikrochip numarasını kontrol ettirmelisiniz.
Şecereli yavru, aynı zamanda ataları doğru olarak, aynı ırklardan eşleşmiş yavrulardır. Örneğin bir Golden Retriever almak istediğinizde, atalarının hepsi Golden Retriever mi, yoksa atalarının bazıları başka ırklarla çiftleşmiş mi sorusuna yanıtı sadece Şecere Belgesi verir. Şecere Belgesi olmayan bir Golden Retriever yavrunun atalarında bir başka bambaşka özelliklerde köpek kanı olup olmadığını bilemezsiniz ve muhtemelen de vardır. Bu nedenle bu tür yanlış ırk eşleştirmelerini önlemek, Köpeklerin ehliyetsiz kişiler tarafından üretilmesine engel olmak, sağlıksız şartlarda büyümelerini önlemek için FCI tarafından üretim izni verilmiş kişilerce üretimi yapılmış, Federasyon kontrolünde üretim yapan, doğru eşleşmeler yapan kişiler tercih edildiğinde; hatalı, kontrolsüz, sağlıksız üretilmiş yavruların üretilmesine de engel olunacaktır.
Kabul edilmiş her ırkın gelişimi, gelecek nesillere doğru kan ile aktarılması hepimizin sorumluluğundadır.
Size A Kalite yavru dendiğinde, evet kaliteli olsun ama Şecere Belgesini görmek istiyorum demeyi asla unutmayın.
Eğer daha önce edindiğiniz köpeğinizin bir ırkın standartlarını taşıdığına inanıyorsanız, köpeğinizin KIF Hakemleri tarafından kontrol edilmesini, eğer standartları uygun ise B Kategori Şecere verilmesini takip edebilirsiniz. Ancak B Kategori belge sadece ırkının standartlarına tamamen uyan köpeklere verilmektedir. Bunu da asla unutmamalısınız.
Güzel günler dileklerimizle...
Şecere, soy ağacı demektir. Şecereli köpek ise annesi babası ve daha ileri geçmişi bilinen ve FCI ve Köpek Irkları Federasyonu KIF'a “kayıtlı” olan köpek demektir.
İyi niyetle bilgi eksikliğinden veya kötü niyetle etrafta sürekli “Şecereli Bebek” ilanları görmekteyiz. Bu ilanlarda bazen köpeği tanıtırken "A Kalite" yavrular ya da "Belgeli" kelimeleri de geçmektedir.
Bir bebeğin Şecereli olması ne demektir, bu yazıda bunu açıklayacağız.
Ülkemizde doğan bir bebeğin şecereli olması için; anne babasının federasyona (KIF) kayıtlı olması gerekmektedir.
Ancak sadece anne babanın kaydı YETERLİ DEĞİLDİR. Anne ve babanın, IRK DEĞERLENDİRMESİNDEN (bir yarışmada veya yarışma dışı), FCI hakemleri tarafından İYİ veya daha üzeri (ÇOK İYİ, MÜKEMMEL) not alması gerekmektedir.
Değerlendirilmemiş köpeklerin yavruları, ataları federasyona kayıtlı olsa dahi, şecereli olmayacaktır.
Değerlendirmeleri yapılmış federasyona kayıtlı, aldığı not ile üretim izni almayı haketmiş 2 köpeğin çiftleşmesi, bebeklerin doğumu ve kontrolü, yine kayıt altına alınmak zorundadır. Bunun için çiftleşme esnasında “çiftleşme anlaşması” düzenlenmelidir. Köpeğin ırkının derneğine eğer yok ise Federasyon ofise bu anlaşma gönderilmeli ve her iki köpeğin eşleşme için uygun olup olmadıkları, yakın akrabalıkları kontrol edilmeli, eğer "eşleşme uygundur" yazısı alınırsa eşleşme yapılmalıdır.
Daha sonra KIF Kayıt Yetkilileri tarafından bebekler anne altında görülerek, kayıt altına alınmalıdır. Federasyon kayıt Yetkilisi ilk 7. Günde Annenin bulunduğu yere gelir. Kaç dişi, kaç erkek bebeğin olduğunu, bebeklerin sağlık durumlarını kontrol eder ve kayıt altına alır. Bebekler 55. Güne geldiğinde KIF kayıt Yetkilisi yine bebekleri kontrol eder. Sağlıklı yavruları tanımlayarak, kayıt altına alır. Bu esnada da bebeklere mikrochip takılır. Mikrochip, Federasyon tarafından o bebek için özel olarak gönderilmiş, üzerinde barkod numarası olan bir aparattır. Sağlık Yetkilisi tarafından hijyenik şartlarda bu mikrochip yavrunun deri altına yerleştirilir. Mikrochip okuyucu ile doğru yerde mi, yerleşmiş mi, numarası doğru mu kontrol edilir. Bu numara sadece bu köpeğe aittir. Aynı numara şecere ve aşı karnesi üzerinde de bulunur ve değiştirilemez. Köpek yarışmaya gireceğinde, köpek kaybolup bulunduğunda hep bu mikrochip numarası ile kontrol edilir.
Dolayısıyla yukarıda detaylarını açıkladığımız, aşağıda sırasıyla belirtilen aşamalar yapılmadığı sürece, bebekleriniz şeceresiz olacaktır.
Tanımadığınız kişilerden yavru alırken; size şecereli deniyor ise, lütfen federasyon kayıt numarasını, şecere belgesini ve anne ile babanın değerlendirme formlarını görmek istediğinizi söyleyiniz.
Türkiye’de Doğan Bebeklerin Secereli Olması İçin;
a) Anne ve baba federasyona kayıtlı olmalıdır.
b) Anne ve baba her ikisi de ırk değerlendirmesinden en azından “iyi/good” not almış olmalıdır.
c) Çiftleşme anlaşması düzenlenmiş ve uygunluk izni alınmış olmalıdır.
d) Doğum Teyid Fromları (2 defa) kayıt yetkilisi tarafından doldurulmuş olmalıdır.
e) Bebeklere microchip takılmış olmalıdır.
Peki şecere neden önemlidir?
Aynen insanlarda olduğu gibi köpeklerde de akraba çiftleşmeleri, – özellikle yakın akraba çiftleşmeleri- çok ciddi bedensel ve mental sorunlara yol açabilmektedir. Bu sebeple ki; şecere sadece ırkı güzelleştirmek ve saf tutmak adına değil, sağlıklı bebeklerin dünyaya gelmesine vesile olduğu için de son derece önemlidir.
Unutmayalım ki tüm bebekler güzeldir, tüm köpekler candır. Bu yazı sadece, “şecere” ile ilgili kafalardaki soru işaretlerini gidermek amacı ile yazılmıştır. Size A Kalite yavrularımız var diyen birine, Peki, A Şecere belgesi de var mı diye sormalısınız. Örneği ekte bulunan üzerinde mikrochip numarası bulunan, Köpek Irkları Federasyonu tarafından basılmış ve soğuk damga ile mühürlenmiş evrağını görmelisiniz. Aklınızda netleşmedi ve karşınızdakilere inanmadı iseniz Köpek Irkları Federasyonunu telefon ile arayarak söz konusu belgenin doğruluğunu, mikrochip numarasını kontrol ettirmelisiniz.
Şecereli yavru, aynı zamanda ataları doğru olarak, aynı ırklardan eşleşmiş yavrulardır. Örneğin bir Golden Retriever almak istediğinizde, atalarının hepsi Golden Retriever mi, yoksa atalarının bazıları başka ırklarla çiftleşmiş mi sorusuna yanıtı sadece Şecere Belgesi verir. Şecere Belgesi olmayan bir Golden Retriever yavrunun atalarında bir başka bambaşka özelliklerde köpek kanı olup olmadığını bilemezsiniz ve muhtemelen de vardır. Bu nedenle bu tür yanlış ırk eşleştirmelerini önlemek, Köpeklerin ehliyetsiz kişiler tarafından üretilmesine engel olmak, sağlıksız şartlarda büyümelerini önlemek için FCI tarafından üretim izni verilmiş kişilerce üretimi yapılmış, Federasyon kontrolünde üretim yapan, doğru eşleşmeler yapan kişiler tercih edildiğinde; hatalı, kontrolsüz, sağlıksız üretilmiş yavruların üretilmesine de engel olunacaktır.
Kabul edilmiş her ırkın gelişimi, gelecek nesillere doğru kan ile aktarılması hepimizin sorumluluğundadır.
Size A Kalite yavru dendiğinde, evet kaliteli olsun ama Şecere Belgesini görmek istiyorum demeyi asla unutmayın.
Eğer daha önce edindiğiniz köpeğinizin bir ırkın standartlarını taşıdığına inanıyorsanız, köpeğinizin KIF Hakemleri tarafından kontrol edilmesini, eğer standartları uygun ise B Kategori Şecere verilmesini takip edebilirsiniz. Ancak B Kategori belge sadece ırkının standartlarına tamamen uyan köpeklere verilmektedir. Bunu da asla unutmamalısınız.
Güzel günler dileklerimizle...
BUZ (AKBAŞ) TURKBULLS
AK SULTAN (AKBAŞ) TURKBULLS
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
press to zoom
1/1
bottom of page